Likya Haber Gazetesi, Kalkan, Kaş Antalya Haberler
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

EN ÇOK OKUNANLAR

HABER ARA


Gelişmiş Arama

BU GÜNÜN MANŞETLERİ...

manşetler

SON DAKİKA HABERLERİ....

EKŞİ SÖZLÜK...






CANLI TV İZLE...

YAKINDA...

ÖZELLEŞTİRMELERE HAYIR!

ALEXA

Alexa Certified Traffic Ranking for www.likyahaber.net

SİTEYE GELENLER

free counters

ÇEVRİMİÇİ

FETHİYE'DE HAVA KİRLİLİĞİ

Mehmet POLAT

14 Ocak 2013, 08:27

Mehmet POLAT

Geçenlerde bir arkadaşım daha solunum yolu rahatsızlığından doktora gitti, astım teşhisi kondu. Öğrenciliğimizin geçtiği 1970’ler Ankara’sında bugünkü gibi doğalgaz yoktu ve hava adeta kömür dumanından ağırlaşmış halde, nefes borumuzu yakarak ciğerlerimize akardı. Soğuk kış sabahlarının erken vakitlerinde, çöpçüler Ankara sokaklarındaki atkestanesi ağaçlarının dibinden serçe ve sığırcık ölülerini süpürürlerdi. Biz gece ağaçlara tüneyen kuşların soğuktan donup düştüğünü sanırdık. Oysa onları öldüren hava kirliliğiymiş, sonradan öğrendik. Böyle ağır havalı günlerde kalp ve solunum rahatsızlıkları olanlarla yaşlıların sokağa çıkmaması gerektiği duyurulurdu. Daha sonra tek ve çift plaka uygulaması başladı. Ama doğalgaz gelene dek Ankara’nın hava kirliliğine çözüm bulunamadığı gibi, bu sorun nüfusu hızla artan kentlerin giderek ortak özelliği haline geldi. Böylece bronşit, astım, koah rahatsızlıklar da adeta klasik kent hastalıkları oldu.
Fethiye’de kışın bastırdığı günlerde nefes alamıyoruz. Kendim dâhil tanıdığım pek çok insanda solunum yolu rahatsızlığı var. Özellikle yağmur ya da rüzgâr olmayan günlerde, şehrin üstüne kömür dumanı adeta sis gibi çöküyor. Karagözler Mahallesinden Muğla makasına kadar olan kesimi ve Dolgu Sahasını geceleri bazen görüşü kısıtlayacak kadar yoğun duman sarıyor. Kendimi 40 yıl öncesinin Ankara’sında gibi hissediyorum. Geçenlerde akşam 9 sıralarında eve gelene dek, birkaç yüz metrelik yol boyunca neredeyse nefesimi tutarak yürümek zorunda kaldım. İçeri girince biraz rahatladım. Tabi kirli hava sokakta kalmıyor, eve de sızıyor. Sabah, boğazım yanarak kalkıyorum. Çaresi yok mu? Muğla Valiliği bir çare düşünmüş. Faydası var mı diye bakalım:
“Muğla Valiliği İl Mahalli Çevre Kurulu” 12 Eylül 2012 günü toplanmış, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının il çapında hava kalitesinin korunması ve enerji tasarrufu için alınmasını gerekli gördüğü önlemler üzerinde konuşarak bazı kararlar almış. Bunlar tahmin edileceği üzere hangi kurallara uyulacağının ve ne tür belgeler bulundurulacağının sayılmasından oluşuyor. Yani ayrıntı çok, değişen bir şey yok.
Toplantı kararını okurken bir konu dikkatimi çekti; Bakanlık Muğla il merkezinin yanı sıra Yatağan, Milas ve Fethiye ilçe merkezlerini sınır değerlerinin aşıldığı birinci grup kirlilik sınıfına koymuş. Karar metninde bunun neden ve nasıl olduğu hakkında açıklayıcı bir bilgi yok. Yalnızca “hassas bir coğrafi yapıya sahip olma” kaynaklı hava kirliliği yaşıyormuşuz gibi bir ifade kullanılmış. Yani hava kirli, çünkü coğrafi yapı kirlenmeye çok uygun…
Coğrafi yapı binlerce yıldır değişmiyor. Oysa Muğla çevresinde hava kirliliği yoğun olarak son 10 yıldır görülüyor. Ayrıca Yatağan’da havanın niye kirli olduğunu bilmek için âlim olmaya gerek yok. Buradaki termik santralde yakılan kömür havayı kirletiyor. Bunun coğrafya ya da başka bir şeyle ilgisi yok. Kirliliğin derecesini anlamak için Yatağandaki ağaçların soluk rengiyle örneğin on km. ötedekilerin koyu yeşil rengini karşılaştırmak yeterli.
Milas, Muğla ve Fethiye hava akımının az olduğu, çukurda kalan yerler. Bu yüzden duman şehirlerin üstüne çörekleniyor ve kolayca dağılmıyor. Yani coğrafya etkili gibi görünüyor. Eğer böyleyse, buralarda havanın kirlenebileceğini düşünerek neden daha az yerleşim izni verilmiyor? Sonuçta kirliliğin nedeni coğrafya değil, böyle bir coğrafyayı dikkate almadan imar izni veren belediyeler ve belediyeleri denetleyen kurumlar değil mi?
 Fethiye Belediye Meclisinde alınan kararlara bakarsak, şehri yönetenlerin kesinlikle bu gibi dertleri olmadığını anlarız. Çünkü belediye kararlarının yüzde 80’i yurttaşların imar talepleriyle ilgilidir. Geri kalanının yüzde 80’i de belediyenin kendi imar ve inşaat girişimleri hakkındadır. Bu kadar çok ve sınırsız yapılaşmanın olduğu bir yerde hava kirliliği, trafik yoğunluğu, altyapı yetersizliği gibi klasik kent sorunlarının görülmesi kaçınılmazdır.
Eğer ilçemizi göz önünde tutarsak, hava kirliliğinin yapılaşmanın yanı sıra başka nedenlerini de fark ederiz. Örneğin belediyenin ilçe merkezinde trafik yoğunluğunu azaltıcı bir çabası var mı? Yok. Toplu taşımayı destekleyici hiçbir çaba yok. İlçede halk otobüsüne izin verilmiyor diye belediyenin küçük araçlarla taşımayı teşvik etmesi,  egzoz gazı kirliliğinin başlıca nedenidir. “Belediye ticaret yapmaz” diye toplu taşımaya yatırım yapmamak yanlıştır.
Herkes ilçe merkezindeki yoğunluğu azaltmak için okulların Üzümlü yolu üstüne taşınmasını bekliyor. Ama başka bir yoğunluk kaynağı olan alışveriş merkezlerinin taşınması gerektiğini düşünen yok. Bu kadar yoğun ve sürekli hareket yaratan noktalar varken, ilçe trafiği hafiflemez. Dolayısıyla egzoz gazı solumaya devam ederiz.
Bir de taş fırın merakımız var. Her lokantada bir odun fırını ve neredeyse her köşe başında odunda pişmiş ekmek satan bir fırın var. Buralardan çıkan duman, Akdeniz kıyısında olduğu halde yüzü kuzeye dönük tek kent olan Fethiye’nin havasını tüketiyor. Bu konuyu bizim adımıza belediyenin denetlemesi ve düzenlemesi gerekiyor. Eğer belediye esnafı desteklemek için bu kadar çok odun fırınına izin veriyorsa, desteğini birkaç büyük mağazayı kent dışına taşıyarak gösterse daha iyi olur.
Valililiğin kararını okurken şunlar da dikkatimi çekti: Bodrum, Datça, Köyceğiz ilçe merkezlerinde kömür yakmak yasak. Buralar Fethiye gibi havası birinci derece kirli yerler değil. Ama Fethiye ilçe merkezinde benzer bir yasak yok. Buna karşılık Karaçulha, Ölüdeniz ve Göcek’de kömür yasağı var. Bu karar neye göre alınıyor belli değil. Ölüdeniz ya da Göcek’de kışın kaç kişi yaşıyor ve buralarda kömür yakılması yasak olduğu halde Dolgu Sahası ya da Kesikkapı Mahallesi gibi havası nefes alınamayacak kadar kirli yerlerde niye kömür yakılmaya devam ediliyor, anlamıyorum.
Son olarak ilgili kararda Fethiye gibi havası birinci derece kirli olan yerler için, soba ya da kaloriferlerin havayı kirletmeyecek biçimde yakılıp yakılmadığını ve bacaların temizlenip temizlenmediğini denetleyecek motorize ekipler oluşturulması gerektiği belirtiliyor. Toplum sağlığı merkezi, emniyet müdürlüğü, belediye personelinden oluşan üç kişilik bir ekip kurulacak ve belediye bu ekibe bir araç tahsis ederek şehirde kurala aykırı ısınan, gereksiz duman çıkaran var mı diye bakmak için gezecek.
Nefes alamıyoruz, çevremizde birçok insan akciğer rahatsızlığı yaşıyor. Fethiye Belediye yönetimi ilçeyi “butik şehir” yapma çalışmalarına biraz ara verip, hava kirliliğine çare arasa nasıl olur?

Bu haber 2294 defa okunmu?tur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
********FARKIN NE****************23 Şubat 2014

HAVA DURUMU

Detaylı bilgi için resmin üzerine tıklayın.

ANKET

sence; KALAMAR TAVA MI MEZE Mİ?






Tüm Anketler

GOOGLE TERCÜME



Copyright © 2005-2012 www.likyahaber.net Tüm hakları acaip bir şekilde saklanmıştır. Kopye eden fena olur!... demedi demeyin... editör-özer yılmaz/elk.mühendisi-yıldız teknik üniv. POSTA ADRESİMİZ; haber@likyahaber.net
RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapy: MyDesign Haber Sistemi

elektronik sigara