Likya Haber Gazetesi, Kalkan, Kaş Antalya Haberler
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

EN ÇOK OKUNANLAR

HABER ARA


Gelişmiş Arama

BU GÜNÜN MANŞETLERİ...

manşetler

SON DAKİKA HABERLERİ....

EKŞİ SÖZLÜK...






CANLI TV İZLE...

YAKINDA...

ÖZELLEŞTİRMELERE HAYIR!

ALEXA

Alexa Certified Traffic Ranking for www.likyahaber.net

SİTEYE GELENLER

free counters

ÇEVRİMİÇİ

KAÇAK ELEKTRİĞİN BEDELİNİ ÖDEMEYE DEVAM

Mehmet POLAT

20 Şubat 2012, 10:02

Mehmet POLAT

Geçtiğimiz günlerde “Elektrik Piyasası Kanun Tasarısı Taslağına” son hali verilerek, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığının web sitesinde yayınlandı. Taslak 23 Şubat 2012 gününe kadar eleştiri ve önerilere açık olacak. Büyük olasılıkla bir değişikliğe uğratılmaksızın meclisten geçektir. Elektrik piyasasındaki şirketler tarafından uzun süredir beklenen taslak elektrik üretim, iletim, dağıtım, satış, ithalat ve ihracatıyla ilgili yeni düzenlemeler getiriyor. Ayrıca piyasayı denetleyip yönlendiren çeşitli resmi kurumların yapısında da bazı değişiklikler yapıyor. Konunun can sıkıcı ayrıntıları yerine, yurttaş olarak bizi ilgilendiren yanları üstünde duracağız.
Düzenleme asıl olarak elektrik ticaretini kolaylaştırmayı ve bu alanda çalışan şirketlerin kazancını güvence altına almayı amaçlıyor. Böylece son yıllarda enerji şirketlerinin özellikle elektrik piyasasına artan ilgisi korunmaya çalışılıyor. Çünkü toplumsal yaşamın planlama yerine piyasa kurallarına göre, yani gelişigüzel sürmesi nedeniyle enerji gereksinimi sürekli artıyor ve hükümet elektrik açığı oluşmasın diye şirketlere her türlü kolaylığı sağlıyor. Bu koşullarda şirketlerin çıkarları korunurken, elektriği tüketen yurttaşlarınki unutuluyor. Örneklerle görelim:
 
Elektrik üreten şirketler, bu işi Enerji Piyasası Düzenleme Kurulundan bir elektrik üretim lisansı alarak yapıyorlar. Elektrik enerjisi sanayi, tarım ve genele olarak hayatımızın can damarı. Bu yüzden projelerin, yatırımların, tesislerin çalışmasının özenle hazırlanıp yürütülmesi gerekiyor. Yatırımcı şirketlerin teknik ve yasal bakımlardan bu özeni gösterip göstermediğinin denetlenmesi uzun süreler içinde gerçekleşiyor. Sonuçta bu şirketler kar için çalışıyorlar. Kucak dolusu para yatırdıkları ve bunun için çeşitli kredi bağlantıları yaptıkları bir alanda hemen üretime geçip kar etmek, böylece yatırım bedellerini bir an önce çıkartmak istiyorlar. Ama üretim lisansı almak için aylarca beklemek zorunda kalacak olurlarsa, kar beklentileri hemen gerçekleşmiyor ve “kardan zarar” etmeye başlıyorlar. Elektrik üretmeye niyetlenen şirketler uzun süredir bu durumdan yakınıyor ve lisans almadan üretime geçmek istiyorlardı. Yani bir yandan elektrik üretirken, diğer yandan bürokratik lisans alım işlemlerini tamamlamayı savunuyorlardı. İşte yeni taslağa göre bu yönde bir düzenleme yapılması düşünülüyor. Bu da şirketleri rahatlatıyor.
 
Eğer taslak geçerse, elektrik üretim şirketleri bundan sonra “önlisans” ile üretim yapabilecekler. Önlisans, hemen alınabiliyor. Asıl lisans işlemleri devam ederken, şirket elektrik üretip satmaya başlıyor. Bu arada lisans işlemlerini 24 ay içinde tamamlaması gerekiyor. Herhalde projesi, kredisi ve elektrik satış sözleşmeleri hazır bir şirket bu süre içinde üretim lisansını alamayacak kadar beceriksiz olamaz.
 
Bunun dışında, yalnızca kendi gereksinimi için elektrik üreten bir kişi ya da kuruluşun elektrik üretim lisansı alması gerekmiyor. Ama eğer bu üretici, gereksiniminden fazla elektriği piyasaya satabiliyor. Yani diğer elektrik şirketleri gibi elektrik satmasına rağmen, lisans gerekmiyor.
 
Elektrik üretim kapasitesi 500 kilovat/saatin altında olan küçük üretim birimleri, lisans almadan ya da şirket kurmadan elektrik üretip satabiliyorlar. Bu da elektrik üretimini desteklemek için getirilen yeni bir uygulama.
 
Şirketlerin lehine buna benzer daha başka iyileştirmeler de var. Ama yine de yatırımcılar bu taslaktan pek memnun görünmüyorlar. Çünkü yeni taslak, elektrik üretilen bölgeler arası fiyat farklarını ortadan kaldırıcı bir düzenleme getirmiyor. Daha doğrusu, getiremiyor… Dolayısıyla ülke düzeyinde elektrik ticareti yapacak şirketler fiyat istikrarı yakalayamıyor, maliyet hesabı yapmaları zorlaşıyor ve kâr öngörülerini netleştiremedikleri için ticari zararlara uğrayabiliyorlar. Bu şu bakımlardan önemli:
 
Her şeyden önce yeni uygulamaya göre her tüketici istediği üreticiden elektrik alabileceği için, elektrik ticaretinde fiyat istikrarı çok önemli. Çünkü bölgeler arası elektrik fiyat farkı, üretici ve tüketici piyasalarındaki rekabeti olumsuz etkiler. Öte yandan büyük şirketler yalnızca o an ürettikleri mal ve hizmeti satarak değil, uzun süreli gelecekte üreteceklerini de satarak ticaret yapıyorlar. Fiyat belirsizlikleri, bu tür ticareti kısıtlıyor. Ve tüm bu nedenlerden, şirketler yeni tasarıyı eleştiriyor.
 
Oysa 2013 yılından başlayarak bölge fiyat farklarının ortadan kaldırılması planlanıyordu. Avrupa’dan başlayarak nereye kadar ulaşacağı belli olmayan kriz yüzünden, geçen yıl sonlarında yapılan elektrik dağıtım ihaleleri sonuçlandırılamadı ve bazı şirketler teminatlarını yakarak dağıtım taahhüdünden vazgeçtiler. Bölgeler arası fiyat eşitliğinin, dağıtım işlemlerinin özelleştirilmesinden sonra sağlanması düşünülüyordu. Dolayısıyla bu süreç yarım kaldı ve farklı fiyat uygulamasının 2015 yılına kadar devamına karar verildi. Bu sorunun giderilip giderilemeyeceği, o zamanki koşullara bakılarak tekrar kararlaştırılacak.
 
İyi de bölgeler arasında elektrik fiyat farkı nereden kaynaklanıyor? Bu tümüyle kayıp ve kaçak elektrikle miktarlarıyla ilgili. Kaçak elektriği biliyoruz, bedelini ödemeden hatlardan elektrik alınmasından oluşuyor. Bazen bununla ilgili olarak elektrik piyasasında faaliyet gösteren çeteler bile yakalanıyor. Kaçağın önlenebilmesi için bir yandan elektrik fiyatlarını ucuzlatmak, öte yandan kullanımı sıkı biçimde denetlemek gerekiyor. Ve kişisel tüketimin belli miktarından aşağısının bedelsiz kılınması da, kaçağın önlenmesine yarayacaktır.
 
Elektrik kaybı ise, kaçak kullanım olmadığı halde üretim ve tüketim miktarlarının birbirini tutmamasıdır. Yani üretim ve iletimi sırasında elektriğin bir bölümü kayboluyor. Çünkü iletim hatları bakımsız, eski, kalitesiz ve düzenli bakım yapacak yeterli personel yok. Piyasa düzenini güçlendirmek ve devlet harcamalarını azaltmak için elektrik piyasasındaki kamu kurumlarına personel alınmıyor, çalışanların hakları kısıtlanıyor, yeni trafo/iletim hattı yapımı ya da tamirine kaynak ayrılmıyor. Elektrik dağıtımının özelleştirilmesiyle bu sorunların çözüleceği düşünüldüğünden,  dağıtıma talip çıkmaması sonucu sorunlar birikiyor.
 
Kayıp ve kaçak oranlarındaki dalgalanmalar bölge fiyat farklarına ve genel olarak elektrik fiyatında iniş çıkışlara yol açıyor. Elektrik üretim, iletim, dağıtım ve satışıyla uğraşan şirketler; kayıp ve kaçağın sorumluluğunu üstlenmiyorlar. Dolayısıyla sorumluluk elektrik tüketicilerinin sırtına yıkılıyor.
 
Yeni tasarıya göre 2015 yılına kadar “kayıp ve kaçak bedelleri” elektrik faturalarımız içinde yer almaya devam edecek. Yani hırsızın ya da kendi hatasını gideremeyenin cezasını, namuslu insanlar ödeyecekler. Bu uygulamanın, bir kişinin hatasının bedelini herkesi sıra dayağına çekerek ödetmekten bir farkı var mı? Özetle; yeni tasarı bölge fiyat farklarını ortadan kaldırmak dışında şirketler lehine her tür iyileştirmeyi içeriyor ama yurttaşlar için hiçbir iyileştirme getirmiyor.

Bu haber 2382 defa okunmu?tur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
********FARKIN NE****************23 Şubat 2014

HAVA DURUMU

Detaylı bilgi için resmin üzerine tıklayın.

ANKET

sence; KALAMAR TAVA MI MEZE Mİ?






Tüm Anketler

GOOGLE TERCÜME



Copyright © 2005-2012 www.likyahaber.net Tüm hakları acaip bir şekilde saklanmıştır. Kopye eden fena olur!... demedi demeyin... editör-özer yılmaz/elk.mühendisi-yıldız teknik üniv. POSTA ADRESİMİZ; haber@likyahaber.net
RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapy: MyDesign Haber Sistemi

elektronik sigara