 | ||||||||||||||||
| ||||||||||||||||
EN ÇOK OKUNANLARSON YORUMLANANLARHABER ARABU GÜNÜN MANŞETLERİ...
SON DAKİKA HABERLERİ....EKŞİ SÖZLÜK...CANLI TV İZLE...YAKINDA...ÖZELLEŞTİRMELERE HAYIR!
ALEXA
SİTEYE GELENLERÇEVRİMİÇİ |
Vatan-Millet-Pragmatizm
14 Nisan 2011, 00:01 Tüm senaryoları bilinen bir film serisi benzeri bir tarihe sahip Anadolu medeniyetimiz var. Hegamonik güç olma özelliğimizi kaybetmeye başladığımızdan bu yana aynı başlangıç ve bitişleri yaşamış durmuşuz. Kemalizm bir gece ansızın ideoloji olmuş, ertesi sabah ise devletin kendisi. Fransız Devrimi sonrası sancıları göz önüne alan Atatürkçü ideoloji ulusalcı yapıyla; etnik kimlikleri ve tüm kültürel değerleri tek bir üst yapıda topladı. Geçmişini geleceği uğrun inkar eden bu devlet milliyetçiliği Anadolu halklarının yüzyıllardır süren gönül kardeşliğini de zedeledi.
Devlet istediği için kardeş olmayı büyük bir kısım hazmetti, başarı sağlanamayan gruplar ise emperyalistler tarafından keşfedildi. Emperyalizm barut ile giremediği yurdun en ücra köşelerine liberalizm ile nüfus etti. İlk başlarda milli sermaye birikimi dense de, sanayi devrimini yaşamamış bu toplumun yabancı sermayeye muhtaç olduğuna kanaat getirildi. Bu toprakların yarattığı artı değer çok uluslu şirketlerin kasalarına girerken; cari açık, düşük ücretler, sosyal adaletsizlik kaderimiz oluverdi.
21. yüzyıla kadar ideolojilere bel bağlayan Türkiye, artık siyasetsiz bir yaşam arzuluyor. Son hükümetin icadı ile bir devir sona ermiş oldu. Önceleri pahalılık, terör, sosyal adaletsizlik, ekmek fiyatları gibi meseleler oy dağılımını etkilerken; şimdilerde tek etken ‘ötekilerin’ kaybetmesi oldu. Özetle kimlik siyaseti belirleyici oldu. Göbeğini kaşıyanlar, tem rengi farklı olanlar, darbeciler, demokratlar vs. Kendisini 90 yıldır aşağılanmış hissedenler ekmek 2 lira da olsa, sağlık hizmetini alamasa da, işsiz de kalsa şüphesiz en hayırlı partiye gözyaşlarıyla oy veriyor. Doğuda ise artık fabrika, yatırım,bedava beyaz eşya, yol ya da iş vaatleri oyları alamıyor.
Akıl Tutulması
Sistem artık sosyal patlamanın normalize edilmesini sağlıyor. Eğitim sisteminin en büyük fonksiyonu vasıfsız ya da vasıflı sanılan-apolitik üretim kabızı gençler yetiştirmek. Sağlık ve sosyal güvenceler alanında insanlar en büyük belirsizlikleri yaşıyor. Liberalizm o kadar entegre olabiliyor ki yaşamlara, akıl almıyor. Devletten hizmet beklemesi gereken, gelirinin yüzde 70 ini vergi ödeyen fukaralar, artık devletten bir şey bekleme devri kapandı, herkes başının çaresine baksın diyor. Duyan da bu ülkede komünizm vardı sanar, çok ilginç bir cehalet biçimi hakim.
Esasında çarklar artık dönmem diyor, tam bu noktada devrimciler sahneye iniyor. Bu topraklarda her gün yeni devrimler oluyor. Geceleri yasalar çıkıyor, sayısız sınırlar arası sözleşme imzalanıyor, yönetmelikler anayasanın önünde iş görüyor. İktidar dahi neyin içinde olduğunu bilemiyor, bir heyecanda pedala basıyor sadece. Ağzına bal çalınmışçasına keyifli.
Bu topraklar Deniz’in dediği gibi dönüşü olmayan bir yola girdi. Bu akıl tutulmasından bir iç sava ya da buhran yaşanmadan nasıl çıkılır bilmesi güç. Ama bu sistem içinde bir ışık görünür gibi de değil, umarım yanılıyoruzdur. Bu haber 1928 defa okunmu?tur.
|
HAVA DURUMUDetaylı bilgi için resmin üzerine tıklayın. DOST SİTELER...
ÖNEMLİ LİNKLER...
GOOGLE TERCÜME | ||||||||||||||
