Açıklama: Sel felaketi Trakya ve İstanbul'u vurdu. Onlarca insanımız sele kapılıp canlarından oldu. Binlerce insanımız gözyaşlarına boğuldu. Çocuklar öksüz kaldı. Trilyonlarca liralık maddi kayıplar ise cabası...
Kategori: KÖŞE YAZARLARIMIZ
Eklenme Tarihi: 26 Ekim 2009
Geçerli Tarih: 29 Mart 2024, 08:40
Site: Likya Haber Gazetesi, Kalkan, Kaş Antalya Haberler
URL: http://www.likyahaber.net/haber/yazar.asp?yaziID=445
SUÇ BİLİM VE FEN
İNSANLARINDA DEĞİLMİŞ
Sel felaketi Trakya ve İstanbul’u vurdu. Onlarca insanımız sele kapılıp
canlarından oldu. Binlerce insanımız gözyaşlarına boğuldu. Çocuklar öksüz
kaldı. Trilyonlarca liralık maddi kayıplar ise cabası…
Sel felaketiyle ilgili haberleri her
izleyişimde Tanzimat sanatçısı Ziya Paşa’nın;
“Diyâr-ı küfrü gezdim beldeler kâşâneler gördüm
Dolaştım mülk-i İslâmı bütün
virâneler gördüm.”
dizelerini
mırıldandım hüzünle.
Ziya Paşa 150 yıl önce; “Bütün Avrupa ülkelerini gezdim çok güzel
şehirler, köşkler gördüm. Fakat bir de İslâm ülkelerini dolaştım sadece
virâneler gördüm.” demekteydi.
Sayıları 100’e varan üniversitelerimiz ve bu
üniversitelerimizin kent tasarımı, mimarlık ve mühendislik fakültelerine rağmen
“Nedir Allah’ım bizim bu kör
talihimiz?..”
Kusur okumuşlarda, eğitim almış
bilim ve fen insanlarında mı?..
Kusur yasal düzenlemelerde mi?..
Felaketten sonra basına yansıyan
bilimsel raporlara ve yetkililerin açıklamalarına bakılırsa kusur ne
görevlerini düzgün yapan bilim ve fen insanlarında, ne de yasal düzenlemeler
de.
Kusur bazı belediye başkanlarında ve
bazı belediyelerin karar organlarında. Yani en yakınımızda siyaset yapanların
bazılarında.
Kusur bildikleri halde çıkarları
gereği görevlerini yapmayan denetmenlerde.
Afet bölgesinde incelemeler yapan
Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel
EROĞLU bakın neler
söylüyor:
“Bölgede Mimar Sinan zamanında yapılan 4 gözlü köprünün 2 gözü
kapatılarak yüksek yapılaşmaya izin verilmiş. Geçmişte belediyenin yaptığı çok
önemli hatalar var. Çok vahim hatalar bunlar. Mimar Sinan akışı hesaplamış, O,
4 göz koyduysa bizim köprüye 6 göz koymamız gerekirdi…”
Ayamama Deresi ve çevresi ile ilgili
plan değişikliklerine İBB Şehir Planlama Müdürlüğü şöyle itiraz etmiş; “Mevcut arazi üzerinde akaryakıt ve LPG
istasyonu bulunduğundan yapılan imar planı tadilatı kaçak istasyonu
yasallaştırmaktadır. Ayrıca, arazinin akaryakıt istasyonu kurulması için uygun
olmadığı görülmüştür…”
Aynı bölge ile ilgili İBB Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü de; “…Sıvılaşma riski olan bölge ve yapay
dolguya bağlı mühendislik problemleri yaşanabilir” demiş.
İSKİ ise; “Yapılaşmaya uygun
olmayan alan” şeklinde rapor vermiş.
Fakat bilimsel verileri dinleyen
kim?...
Bu raporlar kimin umurunda?..
Bu durum İstanbul’da böyle de Kaş’ımız ve Kalkan’ımızda farklı mı?.. Bölgemiz
deprem bölgesi. Geçenlerdeki bir sohbetimizde Kalkan Belediyesi’nin bir meclis
üyesi arkadaşım;
“Fay hattının üzeri bile imara açılmış…” dedi.
Biraz düşünebilmek ve doğru
yapabilmek için mutlaka kitlesel ölümler mi yaşanması gerekiyor?..
KALKAN- Ekim 2009